2.25.2015

bebek odası dekorasyonu / my baby's room decoration



Evet Arsel Lucas 9 aylık oldu, artık odasından kareler paylaşabiliriz ;)) Şaka bir yana 1 yaşını doldurmadan şu postu girebildim sonunda...
Umarım beğenir, bolca ilham alacak detaylar bulursunuz bu paylaşımda. 
Genel olarak yaşam alanlarında da fikir olacak detaylar var; ama tabi ki ilk önce anne adaylarının ilgisini çekecek diye düşünüyorum.


Aşamaları ve süreci de paylaşmak istiyorum. Hatta sıfırdan bir odayı nasıl mekansallaştırırız, izlenilen yol nasıl olmalıdır gibi tüyolar da barındırıyor bu yazı içeriğinde ;)
Meslekten dolayı bir mekanı ele alırken ilk önce bütünüyle neyi, nasıl yapacağıma karar veriyorum. Bu da aslında belirli bir konsept belirlemek demek benim için. Bu sizin hayatınızın parçalarından esinlendiğiniz öğeleri bütünleştirerek oluşturduğunuz bir kavram olabilir. Ya da okuduğunuz birkaç satırın size yansıması... Daha sonra bu kurgunun içine istediğiniz temel renkleri ekliyorsunuz. Renk seçmek temel anlamda mekanda zeminin, duvarın, tekstilin yanısıra mobilyanın hatta bir aksesuarın rengini de belirlemektir.
Daha sonrasında da kulanacak kişinin zevkine ve ihtiyacına yönelik mekanın planına göre eşya yerleşimi yapılır. 
Aslına bakarsanız mekan tasarımında 'çok güzel uymuş'un karşılığı mimari dilin matematiğidir. Renklerin, formların ve tarzların uyumu da rol oynar. Fakat burada bahsedilen uyum aslında elemanların aynı dönem ve ekolden olma zorunluluğu değil. Eklektik tarzda farklı dönemlerden parçaları bir araya getirerek de uyum sağlanabilir pekala.
Şimdi biraz icraat...


Bizim ev 2 odalı olduğu için bebek odasının hangi oda olacağına karar vermek zor olmadı. Tabi seçeneğiniz varsa daha fazla gün ışığı olandan yana tercih kullanmalısınız. Daha önce çalışma-misafir odası olarak kullandığımız odada İkea Hemnes şifonyer ve divanı vardı. Onları da doğumdan bir yıl önce kadar almıştık. Tabi ki elden çıkarmadım. Yatılı misafirlerim için çift kişilik yatak olan divanı kullanıyorum hala. Şifonyer de zaten şu anda oğluma ait. Bizim avantajımız, oda hacminin büyüklüğünden dolayı, yeni eşyalarla birlikte eski diğer parçaları da rahatlıkla sığdırabilmemizdi. Bunlara ek olarak yine İkea'dan temel eşyaları tamamladım; beşik, dolap ve koltuk.


Mobilyada beyazı tercih ettim. Zeminde masif balık sırtı parkeler mevcut ve o dokuya turkuazı çok yakıştırırım ben. Ama eşim daha mavi-gri bir tonu seçti duvar renginde. (arada onun da fikrini alıyorum canım :)) Genel olarak monokrom mekanları sevdiğim için yine fazla renge gitmedim. 3. rengim de açık kahve-bej. Bunu doğal ahşap dokulardan ve kumaşlardan sağladım. (halat, çuval bezi vs.) 


 Marin konseptli aksesuarlar; Mudo, Boyner Evde ve Evmanya'dan. Renso olarak kullandığım harf duvar askısı Park Bravo.



Koltuk olarak kesinlikle berjerlerden daha rahat olan Poang tercih ettim.Lambader Decortie'den, tavan aydınlatması ve keten fon perde Koçtaş. Tavan aydınlatmasını vantilatörlü seçtik ve doğumdan itibaren de (tabi sıcak yaz günleriydi) en yavaş modunda kullandım. Genelde anneler korksa da hava sirkülasyonunu sağladığı için zararlı değil ve bebek odalarında öneriliyor. Bizim tavan yüksekliği 3 metre, onu da belirteyim tabi. O yüzden gereksiz bir esinti hissedilmiyor.

Duvar boyasını eşim ve bir arkadaşımız birlikte ben İzmir'deyken hallettiler. Duvar ölçüsüne göre de istediğim formda duvar çıtası sipariş ettim. Yatayda ve dikeyde  böyle bütün bir etki yaratmak istediğimden duvar-tavan arasında gözü kesmemesi için üst kısma beyaz, seçtiğimiz rengi ise çıtaların altına uyguladık.


Çok fazla eşya ve aksesuar almadım. Zaten çok erken hareket etmek istemediğimden hamileliğimin 7. ayında alışverişe başlayıp 8. ay sonunda odayı tamamlamıştık.
 Tabi ki sıra diy projelerine, benim dokunuşlarıma geldi. Hamile olmak boya yapmaya engel değil ;)) 


Öncelikle bir dönence yaptım oğluma. Aşamaları yok fakat çok basit yapımı. Yapı marketten aldığım silindir çıtayı iki parçaya ayırıp çapraz olarak yapıştırdım. Ağaç süslerini boyadım. Yelkenliler ise bir arkadaşımın nikah şekerleri. Misinayla bağlıyorsunuz objeleri çıtaya. Zorluğu dengeyi kurmakta. Dört ele ihtiyaç var.


İkinci proje alt değiştirme olarak kullandığım şifonyerle onun üzerindeki duvar rafının arasını kişiselleştirmekti.





Duvar kağıdı mı, kumaş kaplamak mı derken puantiyeli şablon uyguladım. Sağ tarafını da biraz kaydırmışım, ama işin sonunda belim çok ağrıdığından kusurlarıyla kabullendim ve sevdim :)
Ahşap isimlik ise aklımda olan bir fikri hazır almak yerine nasıl kendim yaparım araştırmalarımın sonucunda oluştu. Doğum yapan arkadaşlarıma da hediye ettim. Sonrasında da biliyorsunuz işe dönüştü: Wstudio. Dükkana farklı el yapımı ürünler de ekledim zamanla...


Sıra duvar panosu ve çerçevelere geldi. 



Çuval bezi, çivili nakış kasnağı, elinizde olan herhangi boyutta bir çerçeve, ponpon fırça , boya ve şablona ihtiyacınız var. Ben şablonları kendim hazırlayıp çıktı aldım.
Ve sonuçlar...



Biraz da genel açılar...






Şu anda zeminde krem rengi bir halı mevcut. İleride Arsel'in oyuncaklarıyla da çokça renklenecek buralar gibi gözüküyor. İhtiyaca göre değişiyor şekilleniyor yavaş yavaş...


Hadi birazcık kendimi ve oğlumu da göstereyim. Oğlum nerede mi? Burada 8 aylık hamileyim. Tamam çok kilo almadım ama o kadar da değil canım. Bu fotoğrafı çeken ablam da zaten karnın küçük, profilden çekeyim bari dedi :)

2.19.2015

Dekorasyonda öneriler / suggestions for home decor

Evmanya'dan sizler için yaptığım ürün seçimleri. 
Daha fazlası çok yakında Evmanya E-dergi yeni sayısında!

2.14.2015

sevgililer günü / happy valentine's day


Aslında malum çirkin olaydan dolayı keyfim kaçık. Güzel süslü sözler yok. Hoş, kutlamayız da biz sevgililer gününü ama bir arada olmanın bahanesi olur çoğu zaman bugün bizim için. Post için fotoğrafları çekmişken de paylaşayım, bu karanlık güne biraz renk gelsin.
Biz iki sevgili aşka düştüğümüz 17 yaşımızdan beri kendimize özel olan tarihleri anmayı tercih ederiz. Sevgililer gününde de özel bir şeyler yapmayız ya da pahalı süslü hediyeler almayız birbirimize. Ben ellerimle hazırladıklarımı sunarım. (Çoğu zaman bilekteki bilekliğin yenilenmesine bahanedir bu tarih) Karşı tarafın öyle bir yeteneği olmadığından sevgi sözcükleri veya çiçek alır en fazla. Çiçeği de 14 Şubat'ta almaz ki fahiş fiyatlara ölmüş çiçekler sokmayalım evimize diye. (Benden öğrenmiştir :))


Bu güzel buketi ayırıp küçük kavanozlara, evin çeşitli yerlerine serpiştirdim. 
Benim hediyem de çilek soslu cheese cake oldu...


2.12.2015

happy weekend


Güzel bir şeylerin habercisi gibi...
Hepimiz için mutlu bir hafta sonu olsun...

2.11.2015

Bir plak kutusu hikayesi / Diy: Disc box


Yeni bir proje. Taze taze... Sevgilim şu işleri pek de beceremediğinden babamın bize ziyaretini fırsat bilip birleştirme-çakma işlemlerini onun üzerine yıktım. :)
Plaklarımız için uzun zamandır bir kutu istiyorduk. Biraz bakındım...Elle tutulur pek bir şey yok piyasada. Hazır sepet-kutulara da sığdıramadım. Niye kendim yapmıyorum ki dedim. (her işin sonu buraya geliyor) İş başa düştü anlayacağınız...


Çizdiğim taslaktaki ölçüleri, artmış mdf malzemelere uydurduk bir şekilde... Görüldüğü üzere her bir parçanın yüzü farklı renk kaplama :)
Tekerlekler İkea...Kulp yerine halat ve dekupe yapacağım birkaç kağıt...


Boyayacağım malzeme kaplama mdf olduğu için akrilik ahşap boyasıyla hazırladığım chalk paint kullandım. Boya reçetesi için bu yazıya göz atabilirsiniz.
İki farklı tonda kahverengi uyguladım. Kuruyunca mumladım ve karışımla elde ettiğim bir yeşil boya kullandım. Sonrası biraz doğaçlama oldu... Stencil baskı, dekupe ve eskitme uyguladım. Mat su bazlı sprey vernik de son dokunuş oldu.
Böyle bir sonuç çıktı. Ben memnun kaldım. İşlevinden dolayı ayrı bağlandım o ayrı. Toparlanmış oldu plaklar. Sanki korumaya almış gibiyim onları, ondan mutluyum :)






Bu da yerini almış hali...






2.05.2015

bugün günlerden pazı / chard soup and pesto sauce



Kış gelince bizim eve en çok giren sebzelerden biri pazı. Hem çok sevdiğimden hem de açıkçası temizlenmesi ıspanak kadar zorlu olmayışından tercih ederim.
Bu kadar çok alınınca da insan ister istemez alternatif tatlar yaratıyor. İşte bunların ilki; pazı çorbası.
Tamamen kendimin uydurduğu tarif ;)

Zeytinyağında bir baş soğanı kavurun, ardından bir demet pazıyı, tuzu ve bolca karabiberi ekleyip biraz su ekleyin. Yoğunlaşması için bir orta boy patates ekleyin. Piştikten sonra blenderdan geçirip sütle kıvamını açın. (dilerseniz krema da olur) Terayağ da ekleyebilirsiniz. Daha önce belirttiğim gibi tatlı dışında mutfakta göz kararı çalıştığımdan bu tarif de böyle verilir ;)


İkinci lezzet pazıdan pesto sos. Tamamen bildiğimiz pesto sos yapımına uydum. Fakat malzemeler farklı. Taze fesleğen yerine pazı, fıstık yerine ceviz, parmesan yerine de tabi ki bir İzmirli olarak İzmir'den getirdiğim 'gerçek' İzmir tulumu kullandım.




Asıl esas ve güzel olanı malzemelerin aromasının tam çıkması için bir havanda dövmek (Latince ezmek anlamına gelen 'pesto'ya istinaden :)) ama ben kolaya kaçtım, robot kullandım. 





Tüm malzemeleri ezip karıştırıyoruz ve zeytinyağını  istenilen kıvamı elde edinceye kadar yavaş yavaş ekliyoruz.
Bu bir makarna sosu esasında fakat salataya ekleyebilir ya da kızarmış ekmek üzerinde de sunum yapabilirsiniz. Normal pesto sos fesleğen acılaşacağından pişirmeye çok uygun olmasa da, benim yaptığım isteğe bağlı pişirilebilir. Büyükçe bir kavanoz yapmıştım. Bir kısmını hafif ateşteşte çevirip de kullanmıştım. Ev yapımı ve katkı olmadığından hazırlardan daha erken bozulma ihtimalini göz önünde tutarak miktarı fazla abartmayın derim ben. Zaten bir porsiyon makarnaya bir çorba kaşığı kadar eklemek yeterli oluyor.
 Umarım denersiniz ve seversiniz.